4 Ocak 2009 Pazar

acı dram.

acı dram ne lan?

neyse hikayemize geçelim.

iki genç, yağmurlu bir sonbahar akşamının ayazında, başlarına geleceklerden habersiz, markete doğru hızlı adımlarla yürüyorlardı. gençlerden birisi iri yapılı, beyaz tenli ve şişko; diğeri ise çelimsiz vücudunun altında pis bi atletiklik yatan, zenci kılıklı kişilikti. beyaz şişko, saçını yeni kestirmiş olmasının verdiği soğukluğu hissediyor; pis zenci ise dengesiz salınımlarla birşeyler anlatıyordu. markete girdiler. o güne kadar aldıkları herşeyi tam hesaplamış olmalarının getirdiği güvenle raflara doğru hareketlendiler. pis zenci, 5'li hayvani çokanat, iki tane muzlu kek ve birde uyduruk bi gazoz; beyaz şişko ise kişiliğinin getirisinden ötürü yarım kiloluk meyveli yoğurt ve onu yiyebilmek için de plastik kaşık aldı. pis zenci, aldıklarının ne kadar tutacağını düşünmek yerine, çokanatın fındıklarını nasıl absorbe edeceğini düşünüyordu. beyaz şişkonun aklında ise aldığı meyveli yoğurdun beher hacmindeki düşüş vardı. her seferinde, amerikan borsasındaki financial director ler gibi hesap yapan iki genç, bu sefer zimbabve borsasındaki "müdür" ler kadar bile hesap yapamamışlardı. egolarıydı hesabı denk getireceklerini düşünmelerini sağlayan. alışverişlerini tamamlayan iki genç kasaya doğru hareket etti. kasiyeri, küstahca bakışlarıyla süzdüler. kasiyer ise işinin gereğini yaparak, yiyecekleri tek tek kasadan geçirdi. meyveli yoğurdun 3.60 ytl olduğunu gören pis zencinin gözleri açıldı ve "oğlum o 2.60 değil miydi?!" dedi. beyaz şişko bu duruma aldırış etmeden yine küstah ve alaycı bir tavırla "2.60 olsa nolucak sanki lan?" diyerek hafifletti pis zencinin heyecanını. kasiyer, her zaman tam para almış olmasının ezikliğinin getirdiği bir pısırıklıkla "toplam 8.70 ytl." dedi. pis zencinin gözleri biraz öncekinden en az 10 kat daha fazla açıldı ve ağzından şu sözcükler dökülüverdi " bende o kadar para yok ki !" . beyaz şişko arkasını döndü, biraz önceki alaycı tavrından eser kalmamıştı. ağlamaklı bir surat ifadesiyle " nasıl yok lan ??!" dedi. kasiyer, bu tarihi ana tanıklık ediyor olmasının verdiği mutluluk ve adrenalinle, aşağılayıcı bir kahkaha patlattı. pis zenci, hüzünlü ses tonuyla "kekleri çıkartın lütfen." dedi. ilk kez kasiyere rica cümlesi kurmuştu. beyaz şişko ağlamamak için kendisini zor tutuyor, kasiyer ise bu rica cümlesiyle daha da keyifli hale gelen durumun tadını çıkartıyordu. kasiyer, bu sefer kendinden emin bir ses tonuyla "7.60" dedi. pis zenci parayı uzattı. kesiyerin son hamlesi ise harika bir geleneği kökleriyle yıkmaya yetmişti. 15 kuruşluk para üstünü pis zenciye uzattı. aynı anda hem para üstü almama hem de hesabı denk getirme rekorları yok olan iki genç, hüzünlü ve boyunları eğik bir şekilde marketten dışarı çıktılar. konuşmuyorlardı. basit gibi görünen bu olay, onlarda derin yaralar açmıştı...

işte bu, bizim, ilk kez kasada kalmamızın hikayesidir.

by legoloman