31 Mayıs 2009 Pazar

For the one.

uzaklardan, çok uzaklardan..
söylemişlerdi
bana bakan bir kadın var.
gözlerimin içine bakan.
sadece oraya bakmak isteyen.
baktıkça,
indikçe daha derinlere
beni seven,
sevmeye başlayan.
bir kadının var olduğunu.
başlamışlardı söylemeye.

yakınlardan, çok yakınlardan..
bağırmışlardı
gözümün önünde bir kadın olduğunu.
destanlarla haykırmak için.
herşey,
yaşadıklarım, gördüklerim,
onu görmek içinmişçesine.
duyguyla,
kulağımı sağır edercesine.

sağır kulağım.
onu görünce,
dünyayı görünce,
hayatı anlayınca,
kör olan gözlerim.
artık senin emrinde.
öl dedin ve öldüler,
şimdi sıra kalbimde.
ama o zaten sende...

getirme bana
kendi kalbimi.
istediğim,
düşlediğim,
senin kalbin.
getir de,
gömeyim.
en derinlere...

20 Mayıs 2009 Çarşamba

The Dark Night.

karanlık bir gece
herşey bitmiş.
sen, ben veya bir başkası
yaşamak için sebebi kalmamış, veya kalmayacak insanlar
görüyorum onları
yanımda duruyorlar.

hissettim onları.
"yaşamak mı, o da ne?"
diyen insanları.
senin yanındalar
benim yanımdalar
birşey farkeder mi?
ölseler. tam o an.
duysan
gittiklerini.

tekrar hissetseydin?
aydınlandın mı yoksa artık?
birşey herşeydi.
gördün mü yoksa?
karanlık, hiçbirşey görülmüyor.
ama sen görüyorsun!
tattın mı o müthiş duyguyu?
tatmamışlar ve gidiyorlar.
yanından senin.
gördüler seni.
ve bitti.
bir oyun daha.
senle beraber...