7 Ağustos 2009 Cuma

Garip gece devinimleri.

Düşünmek zorunda olduğunu hissettiğin anlar. Belli bi çıkmaza sürüklenmenin eşiğinde, kötü hislerin, mide bulantısının, duyulması acı verici kokuların tam olarak kendini göstermeye başladığı o an.

İşte o anlardaydım geçtiğimiz bir gece. Karanlığın sesini duyabilen insanların varlığına artık inanıyorum. Çünkü ben de onlardan biriyim. Patlamaya hazır dinamit gibi davranan beyin hücrelerini dizginlemeye çalıştığım sırada, duydum. En azından duyabildiğime inanıyorum.

Ama bu beni mutlu etmedi. Aksine bu gaipten sesler, tüm ruh hallerinin hepsinde küçük devinimler yaparak gezmeme, tüm hareket organlarımın bir oraya bir buraya sallanmasını sağladı. Hayata dair olumlu düşüncelerin kaybolmasına ön ayak oldu.

Yatağa yattım.
Sanki hiçbişey olmamış gibi.
Bombalanıp yıkılmak üzere olan bir binanın en alt katında oturan, hiçbirşeyden habersiz küçük bir çocuk gibi.

Yukarı bakmaya başladım.
Sanki herşey tam üstümde yaşanıyormuş gibi.
Kafamda binlerce ses.
Duyabildiklerim, ayırt edebildiklerimin bana birşeyler anlatmaya çalıştığını zannettim
Ve;

Psikolojim sayesinde dışarı attığım terlerin ıslattığı ve ısıttığı yatağımdan kalktım.
Ne yapmalıyım diye düşündüm. Kahve içmek maksadıyla su ısıtıcısına su koydum. Ve yatağıma uzandım.

Sonra da uyudum. Garip gece, garip bir şekilde sonlandı.
Hep onun yüzünden.
Evet.

p.s: Hala bana bilinçaltımın ne anlatmak istediğini bilmiyorum. Bu kötü.

Hiç yorum yok: