22 Şubat 2009 Pazar

Rüya Tiyatrosu.

"Love is a guidence, and if you wanna live, you need to believe this"

Aşka inancını kaybetti acınası genç.. Acımasızca yanından geçen insanları seyretti, onları uzun uzun seyretti. İnsanların sağlı sollu geçişleri, onun için bir geçit töreninden farksızdı.. Daha önce, çok önce kurduğu hayaller, yerini umutsuzluğa bırakmış, sürüplenip giderken yanında acınası genci de götürüyordu.. Herşey, ilk defa o kadar açıkça gözünün önünde canlanmıştı ve sanki yeni bir bakış açısıyla dünyayı seyrediyordu.. Seyrettiği dünyanın, aslında tüm çıplaklığı ortaya sunulmuş bir tiyatro olduğunu farketmesi çok ta uzun sürmedi.. Ve herşeyi artık açıkça anlıyordu.. Tüm insanların birer oyuncu olduğunu ve hepsinin bir alt metinle bezendiğini.. Artık tüm alt metinleri görebiliyordu.. Çok iyilerin ne kadar kötü olduğunu, Çok kötü olanların da aslında ne kadar iyi olabileceğini işte tam olarak o dönüm noktasında fark etmişti..

Ve birden gözlerini açtı, eskiden atletik olan sıska vücudunu, yatağında, ter içinde buldu.. Gözlerindeki çapakları sildi ve hayatını değiştiren rüyayı düşünmeye başladı.. Ve işte bir insanın, bu tiyatro oyununda rol değişimi bu şekilde gerçekleşti..

"It's all simplistic, You just need to look closer, and then you'll see everything.."

Hiç yorum yok: